30 Kasım 2023 Perşembe
4 Ekim 2023 Çarşamba
Tosya Bağcılığı - 3
Tosya,
pirinci kadar bağları ile de meşhurdur.
Tosya,
üzüm nev’inin çokluğu noktasından rekor yapabilir.
Tosya
26 (Hususi) – Pirinçleriyle meşhur olan Tosya, aynı zamanda çok mükemmel bir
üzüm memleketidir. Fakat şimdiye kadar bağcılıkta geri usuller tatbik etmekte
olduğu için üzümlerinin nefasetini, cinslerinin mükemmeliyetini dışarıya
tanıttıramamıştır.
Şimdiye
kadar, Tosya bağcılığı eski İranilerden kalma Baron denilen yüksek kümbetler
üzerinde yetiştirilmiş sık kütüklerden terekküp ediyordu. Bu sırtların
arasındaki hendekler senede birkaç defa su ile dolduruluyor, belleniyor ve
bunun gibi daha birçok lüzumsuz emekler sarf ediliyor, fakat buna mukabil de
bağcının eline geçen para, cebini değil ancak alâ külli hâl boğazını
doyurabilecek bir miktardan fazla olmuyordu.
Bunca
emeğe mukabil elde edilen mahsulün azlığı birçok bağcıyı bıktırmış ve onları
bağcılıktan sarf-ı nazar ettirecek bir hale sokmuştu. Esasen dönüm başına 80
lira sarf etmek suretiyle meydana gelen bu eski usul bağcılık, su meselesi
yüzünden de çok güç bir meslektir. Bilhassa suyun azaldığı zamanlarda, su
işinden dolayı Tosya’da birçok kanlı hadiseler vukua gelmektedir.
Bütün
bunları nazarı itibara alan vilayet ziraat müdürlüğü, Tosya bağlarının
sulanmaksızın yetiştirilebilen fenni bir şekle ifrağı için Tosya bağcıları
nezdinde icap eden teşebbüs ve telkinde bulunmuş ve hatta mesele münakaşalı bir
konferans halinde bağcılara izah edilmiştir. Bu izahat üzerine Tosya bağcıları
bu yeni tarz ile yakından alakadar olmuşlar ve dikme mevsimi olması dolayısıyla
birkaç kişi bu iş üzerinde tecrübe yapmışlardır.
İşin
ehemmiyetini kavramış olan Tosya bağcılarının bir kısmı, sulamaksızın
yetiştirilen bağların birçok maddi faydalarını görünce hemen bağlarını sökerek
yerlerine yeni tarzda bağ dikmişlerdir.
Diğer
taraftan yaz ortasında bu bağların tutarak güzelce sürmekte olduklarını gören
müteşebbisler memnuniyetlerini gizleyememişlerdir. Bunu gören diğer bağcılar da
önümüzdeki ilkbaharda bağlarını sökmeği kararlaştırmışlardır ki bu bağcıların
adedi 300-500’den fazla olacağı da tahmin edilmektedir.
Bu
suretle Tosya bağcılığı birkaç sene içinde, bu yeni tarz dolayısıyla bu muhitte
layık olduğu mevkiini alacak, bu yüzden Tosya bağları hem fazla mahsul almak,
hem de tam mevsiminde mahsulün tekemmül etmesi dolayısıyla büyük bir kazanç
vasıtası olacaktır.
Tosya
bağlarının alacağı bu vaziyetin kıymeti ve ehemmiyeti hakkında bir fikir
verebilmek için Tosya bağlarından senede bir milyon kile üzüm istihsal
edildiğini söylemek kâfidir, zannederim.
Diyebilirim
ki, Tosya üzüm nev’inin fazlalığı itibarıyla adeta bir rekor kıracak
vaziyettedir.
Tosya’daki
üzüm cinsleri şunlardır:
[K]ahta,
kara üzüm, kara ve beyaz kadın parmağı, çavuş, ter kabuk, sarı gevrek, misket,
paşa, tilkikuyruğu, mercan üzümü, arnat, şam, isli, alaca, keçimemesidir.
Salbaşoğlu
3
Eylül 1933 - Akşam
2 Ekim 2023 Pazartesi
Tosya Pirincine İtalya'da Birincilik, Tosya'da Elektrik ve Ortamektep İhtiyacı
Bundan
Sonra da Bir Mezbaha Yaptırılacak, Bir de Ortamektep Yapılırsa Bütün
İhtiyaçları Karşılanmış Olacak
Tosya
(Özel) – Tosya 10.100 nüfuslu bir kaza merkezidir. Kasabada 2600 bina vardır. Tosya
bol ve her çeşit meyva yetiştiren bahçeleri ile şöhret bulmuştur.
Tosya’da
her yıl beş bin kiloya yakın pirinç istihsal edilmektedir. Bilhassa İtalya
piyasası Tosya pirinçlerini çok tutmaktadır. Tosya beynelmilel İtalya
sergisinde birinciliği almıştır. Kasabada Sümerbank tarafından işletilen bir
çeltik fabrikası vardır.
Tosya
kazası dâhilinde iki binden fazla dokuma tezgâhı işlemektedir. Her tezgâh her
gün bir top bez dokuduğuna göre Tosya tezgâhlarının günlük istihsali iki bini
bulmaktadır.
Belediye
kasabanın gelişmesi için çalışmaktadır. Yeni yangın havuzları yaptırmış,
itfaiye teşkilatını ikmal etmiştir. Şimdi de elektrik tesisatı yapılacaktır. Bunun
için 40 bin lira sarfı kararlaştırılmıştır. Elektrik tesisatından sonra da bir
mezbaha yaptırılacaktır.
Şimdi
Çankırı-Kastamonu postası Tosya’ya uğrayarak geçmektedir. Bunun için hem
yolcular kolaylık görmekte, hem de Tosya postası teahhürsüz gelmektedir.
Tosya’da
iki tane tam devreli biri 3 sınıflı 3 ilk mektep vardır. Fakat bu mektepler
ihtiyaca kâfi gelmemektedir.
Tosya’nın
bir orta okula ihtiyacı vardır ve bütün Tosyalılar bir orta mektep açılmasını
temenni etmektedir.
5
Nisan 1936 – Son Posta Gazetesi
29 Eylül 2023 Cuma
Tosya'da Yeni Hastane Açılışı (1939)
Tosya’daki
Yeni Hastane
Tosya
16 (Hususi) – Kastamonu’ya geldiği günden beri vilayet dâhilindeki imar
işlerine büyük bir hız vermiş olan valimiz Avni Doğan ile fedakâr Tosyalıların
himmeti ile vücuda getirilmiş olan hastane binası vali ile mebuslardan Suphi
Dicle, Mehmet Rıza, Muharrem Celal Bayar ve vilayet encümen azalarının huzuru
ile yapılmıştır. Vali küşat resminde bir nutuk söylemiştir.
18
Aralık 1939 – Vakit Gazetesi
28 Eylül 2023 Perşembe
Tosya'da İnkışaf ve Terakki (7 Eylül 1929)
TOSYA’DA
İNKİŞAF VE TERAKKİ :
Harf
İnkılabı Köyleri Kâmilen Cehaletten Kurtarmıştır.
Tosya
24 (U. Mu) – Kastamonu’nun 75 kilometre Cenubi Şarkisindeki Tosya’yı ikinci
defa ziyaret ediyorum. Köy Kanununun azami muvaffakiyetle tatbik olunduğu bu
kazanın çalışkan kaymakamı “Baha” Bey’i bu sene de köylülerinin başında buldum.
Tosya kazasının ve Tosya köylerinin faaliyet rehberi olan Baha Bey, kazanın
bütün köylerinin iyi yollarla ve daima görüşülebilen telefonlarla birbirine ve
samimi mesaisi ile de bütün köylülerin kalplerini kendine bağlamış Baha Bey,
her köylü kardeşinin hatırını, sıhhatini sorarak köylüsü ile fert fert meşgul
olur.
Büyüklerinin
istedikleri gibi Cumhuriyet gayelerini, Cumhuriyet imanı ile akidelerini
köylüye neşreden köylüsünü her vesile ile her gün irşat eden bu çalışkan idare
memuru takdire şayandır.
***
Tosya’da
köyleri süratle ve rahatla otomobil içinde gezdim. Köylerde muntazam masalarda
çatal, bıçak ve her türlü konfor içinde yemek yimek, köylerin kütüphanelerinde
istenilen kitapları bulmak kabuldür. Köylerde okumuş, münevver köy kızları
gördüm.
Ciye
köyünde 13 yaşında gözlerinden zekâ fışkıran bir köylü kızı (Fatma) sorduğum
suallere cevap olarak bana aynen şu sözleri söyledi.
-
Yazdığım bu yazıları, okuduğum bu
kitapları hep Ulu Gazimizin sayesinde öğrendim. Biz köyler zengin [değiliz ama]
rahat yaşarız. Köyde benim gibi erkek, kız çok kardeşlerim var.
Fatma
vatanını, müncisini ve varlığını bilecek kadar yükselmiştir. Güzel bir yazı ile
söylediklerini yazıyordu. Her köyde duyduğum yeni harfleri öğrendiklerinden, bu
sayede cehaletten kurtulduklarından dolayı sürur ve şükran idi.
Tosya’da
şimdi bir Köylü Bankası yapılıyor. Tosya’nın bu ihtiyacı temin edilir yollar
ile, mektepler ile, gazeteler ile tam medeni bir mevcudiyet oluyor. Tosya’nın
şimdi biricik şikâyeti postalarının hala Kastamonu’dan hayvanlarla
nakledilmesidir.
Başmüdür
Hüseyin Avni Bey bu çalışkan kazaya mutlak bu sene postayı otomobil ile
naklettireceğini vadetti.
***
Tosya’dan
Kastamonu’ya avdet ederken, zengin ormanlardan geçiyorum. Bu yükü
servetlerimizden azami istifadeye de muvaffak olmayı temin ettim.
A.
Fuat
7
Eylül 1929 – Cumhuriyet Gazetesi
27 Eylül 2023 Çarşamba
Tosyalı Küçük Hasan'ın Okuma Mücadelesi
Çıktığı
toprak Tosya… Bastığı toprak İstanbul… Arada kilometrolar. Gecenin
karanlığında, güneşin kızgınlığında çıplak ayaklarla kilometroları aşıyor. Tren
yolcusu değildir. Bazan merhametli bir şef dö trenin bir zaman misafiridir. Tren
basamaklarından aşağı indiği dakikadan sonra, ayaklarını kanatan taşların,
yırtık mintanından ciğerlerini donduran rüzgarların, küçücük kalbine korku
veren karanlıkların misafiri, gecelerin yolcusudur.
***
Bilmece
söylemiyorum. Gece karanlığında trenin ambarına saklanan, günün aydınlığında
yalınayak taşları aşındıran korkular ve kaygılar içinde Tosya’dan İstanbul’a
varan, Tosyalı Küçük Hasan’dır.
***
Aç,
çıplak, parasız sokaklarda gezen serserileri, nebatatı bozan haşeratı toplar
gibi polis topraklar… Hasan da bunların arasındadır. Hasan’ın bu serserilerden
başka bir dileği var… Bu dileğin söyleneceği murad taşı, Belediye mektupçuluğu
imiş…
***
Mektupçu
soruyor:
-
Oğlum, sen nerelisin?
-
Tosyalıyım. Okumaya geldim. Mekteplere başvurdum.
Almadılar. Anam, babam yok. Köyde üçüncü sınıfa kadar okudum. Bazan yaya, bazan
trenle buraya kadar okumağa geldim.
-
Peki, amma, çocuğum, mekteblerde yer
yokmuş. Seni memleketine gönderelim.
Hasan’ın
içinde, Kutba varan arayıcının, varma ve yükselme hırsı, iman haline gelmiş bir
aşkı var. İçinde kapatılan bu imanı, gözlerinden, anahtarı bozulmuş bir
musluktan taşan taşkın bir su gibi göz yaşlarını akıtıyor.
-
Beni memleketime göndermeyin. Bana mekteb
bulun… Okutun… Yahud da öldürün. Ben okuyacağım. Bir tarafa gitmem.
Mektubcu
da kaygulanmış.
-
Seni bir defa da Maarif Müdürlüğüne
gönderelim. Bakalım Daruşşafakada falan yer bulabilirler mi?
***
Hikâye
söylemiyorum. Polisin peşinde kapı kapı dolaşan, okuma fırsatı arıyan çocuğun
Tosya’dan İstanbul’a geldiğini gazetelerden öğrendim. Hasan, mekteb buldu mu
bilmiyorum. Yalnız, Hasan mekteb bulursa iyi okuyacağını biliyorum. Çünkü Hasan’ı
yalınayak başı kabak, kilometrolarla koşturan hırs; bir yükselme aşkı, bir
tırmanma imanıdır. Amundsen’i Kutba, Pikard’ı Stratosfer’e çıkaran da bu
imandır. Kaloriferli apartmanlarda, hayatın her fırsatı, her imkanı önünde olan
çocuk, okumuyorsa mesulü bu kaloriferli apartmandır.
SABİHA
ZEKERİYYA (SERTEL)
CUMHURİYET
– 10 Ağustos 1935
25 Eylül 2023 Pazartesi
Osmanlı Döneminde Tosyalı Devlet Memurları : 11- Abdurrahman Hulusi Efendi
11-
Abdurrahman
Hulusi Efendi, Bayraktar-zade demekle mütearif Ömer
Efendi’nin mahdumudur.
Bin
iki yüz elli sene-i hicriyesinde [1835] (sene-i maliye 1250) Kastamonu vilayetinin
Tosya kasabasında tevellüt eylediği nüfus tezkire-i osmaniyesi suret-i
musaddakasında muharrerdir.
Muallim-i
mahsustan mukaddemat-ı ulum-ı diniye ile sarf ve nahv-ı Arabi ve Farisi tahsil
eylemiştir. Arabi ve Farisiye aşinadır. Türkçe kitabet eder.
Bin
iki yüz yetmiş bir senesi şehr-i Ramazan-ı şerifinin dokuzunda Bursa
müderrisliğine nail olup yetmiş üç senesi şehr-i Receb-i şerifi gurresinden
yetmiş dört senesi Cemaziyel ahiresi nihayetine kadar Rumili Kazaskerliği
tezkireciliği memuriyetinde bulunarak seksen üç senesi şehr-i Recebi’l-ferdinin
yirmi üçünde rütbesi musıla-i Süleymaniye derecesine terfi ve seksen dört
senesi şehr-i Ramazan-ı şerifinin gurresinde (15 Kanun-ı Evvel sene 83) bin
sekiz yüz yetmiş iki kuruş maaşla uhdesine Sivas Mevleviyeti tevcih ve
Zilkadaesinin on dokuzunda (1 Mart sene 84) bin beş yüz altmış kuruş tenzil ile
seksen beş senesi şehr-i Şaban-ı şerifinin on sekizinde (3 Kanun-ı Evvel sene
84) mevleviyet-i mezkureden infisal ederek seksen yedi senesi şehr-i Receb-i
şerifinin on beşinde muhreç payesi tevcih buyrularak seksen sekiz senesi
Zilkadesi gurresinden (3 Kanun-ı Evvel sene 87) doksan senesi
Cemaziyelahiresinin yirmi birine kadar (1 Temmuz sene 89) iki bin yüz altmış
kuruş maaşla Kartal Kazası niyabetinde ve Zilkadesinin on beşinden (23 Mart
sene 90) doksan bir senesi Zilhiccesinin ikisine kadar (26 Kanun-ı Evvel sene
91) dört bin yedi yüz elli kuruş maaşla Ankara vilayeti Divan-ı Temyiz
Riyaseti’nde ve doksan iki senesi şehr-i Şaban-ı şerifinin on beşinden (2 Eylül
sene 91) doksan dört senesi şehr-i Receb-i şerifinin gurresine kadar (30
Haziran sene 93) beş bin dört yüz on kuruş maaşla Tırnova ve doksan beş senesi
şehr-i Receb-i şerifinin on beşinden (3 Temmuz sene 94) doksan altı senesi
Cemaziyelevvelinin gurresine kadar (15 Nisan sene 95) dört bin beş yüz on kuruş
maaşla İzmir ve doksan yedi senesi şehr-i Muharremu’l-haramının yirmisinden (21
Kanun-ı Sani sene 95) doksan sekiz senesi şehr-i Receb-i şerifinin beşine kadar
(21 Mayıs sene 97) bin beş yüz kuruş maaşla Çekmece-i Sagir ve tarih-i
mezkurdan Zilkadesinin dördüne kadar (15 Eylül sene 97) üç yüz bin beş yüz
kuruş maaşla Çatalca ve tarih-i mezkurdan doksan dokuz senesi şehr-i Receb-i
şerifinin yirmisine kadar (26 Mayıs sene 98) yine bin beş yüz kuruş maaşla
Çekmece-i Sagir ve bin üç yüz senesi şehr-i Muharremü’l-haramının gurresinden
(31 Teşrin-i Evvel sene 98) üç yüz iki senesi şehr-i Ramazan-ı şerifinin on
beşine kadar (16 Haziran sene 301) muharreru’l-miktar maaşla yine kaza-i mezkur
ve bin üç yüz üç senesi şehr-i Şabani’l-muazzamı gurresinden (21 Haziran sene
302) bin üç yüz beş senesi şehr-i Şabani’l-muazzamı gurresine değin (30 Mayıs
sene 304) bin beş yüz kuruş maaşla Beykoz ve şehr-i Ramazan-ı şerifinin
gurresinden (30 Nisan sene 304) bin üç yüz yedi senesi şehr-i Ramazan-ı şerifi
gurresine değin (9 Nisan sene 306) üç yüz bin beş yüz kuruş maaşla Tekfurdağı
niyabet-i şeriyelerinde bulunmuş ve üç yüz sekiz senesi şehr-i Ramazan-ı
şerifinin dördünden itibaren (1 Nisan sene 307) şehri iki yüz elli kuruş tarik
maaşı tahsis ve Zilkadesi gurresinde (23 Mayıs sene 307) bin beş yüz kuruş
maaşla yine Çekmece-i Sagir Niyabet-i Şeriyesine tayin buyrulmuş ve doksan yedi
senesi Şevvali gurresinden itibaren bir sene müddetle dört bin seksen beş k
uruş maaşla bilad-ı hamseden Edirne mevleviyetini zabt eylemiştir.
Bulunduğu
niyabetlerde müddet-i istihdamıyla kemiyet-i maaşını ve Kartal ve İzmit
niyabetlerinden hasebi’l-icap azil ve üçüncü defaya Çekmece-i Sagir niyabetinde
üç mah kadar bulunduğunu mutazammın tercüme-i hal varakası zahrına meclis-i
intihab-ı hükkam-ı şer‘den muharrer derkenar ve Ankara vilayeti divan-ı temyiz
riyasetinde müddet-i istihdamıyla kemiyet-i maaşını havi makam-ı fehamet-i
ittisam-ı cenab-ı sadaret-penahi ile Maliye Nezaretinin makam-ı mualla-yı
meşihat-penahiye meb‘ûs 17 Cemaziyelevvel sene 1310 ve 23 Rebiulahir sene 1310
tarihli tezkire-i cevabiyeleri ile Teşrifati-i Divan-ı Hümayunun müzekkiresi ve
tarik ve Sivas ve Edirne mevleviyetleri maaşlarının maaşlarının kemiyatıyla
muhreç payesinin tarih-i tevcihini mübeyyin muhasebe-i ilmiyenin 7 Kanun-ı Sani
sene 308 tarihli derkenarıyla Bab-ı Fetva Sicill-i Ahval Şubesinin 15 Zilkade
sene 310 tarihli müzekkiresi ve (…) ilmiyesinni tevcihi tarihlerini müşir
meşihat-ı ülya mektupçuluğunun derkenarı ve nüfus tezkire-i Osmaniyesinin
suret-i musaddakası asıl tercüme-i hal varakasıyla hıfz edilmiştir.
Fi
16 Rebiulahir sene 1313 ve fi 23 Eylül sene 1311 (8 Ekim 1895)
Delidevrez Çayı Mutlaka Islah Edilmelidir.
“Tosya”nın bir ihtiyacı “Delidevrez” Çayı Mutlaka Islah Edilmelidir. Tosya (Hususi) – Tosya’nın en hayati, fakat çok müşkül; en kazançlı...

-
Aşağıkayı’da Eğitimin Temellerini Atan MARA ALİ – MUHACİR ALİ EFENDİ Tosya’nın Aşağıkayı köyünün, yüzyılı aşkın bir geçmişe giden yaygın...
-
Abdurrahman Paşa ve vakıfları: (Yeni Cami) H.S.KÖKER Resmi kayıtlarda “Mer‘aşî” olarak gösterilen Abdurrahman Paşa, Defterdar İbrahim Efen...
-
KONU: Tosya’da Akşemseddin hulefasından Tefsiri Şeyh Mustafa Efendi Tekkesinin imamet ve hitabet ciheti için vakfedilen arazi ile ilgili emr...