4 Ekim 2023 Çarşamba

Tosya Bağcılığı - 3

 


Tosya, pirinci kadar bağları ile de meşhurdur.

Tosya, üzüm nev’inin çokluğu noktasından rekor yapabilir.

Tosya 26 (Hususi) – Pirinçleriyle meşhur olan Tosya, aynı zamanda çok mükemmel bir üzüm memleketidir. Fakat şimdiye kadar bağcılıkta geri usuller tatbik etmekte olduğu için üzümlerinin nefasetini, cinslerinin mükemmeliyetini dışarıya tanıttıramamıştır.

Şimdiye kadar, Tosya bağcılığı eski İranilerden kalma Baron denilen yüksek kümbetler üzerinde yetiştirilmiş sık kütüklerden terekküp ediyordu. Bu sırtların arasındaki hendekler senede birkaç defa su ile dolduruluyor, belleniyor ve bunun gibi daha birçok lüzumsuz emekler sarf ediliyor, fakat buna mukabil de bağcının eline geçen para, cebini değil ancak alâ külli hâl boğazını doyurabilecek bir miktardan fazla olmuyordu.

Bunca emeğe mukabil elde edilen mahsulün azlığı birçok bağcıyı bıktırmış ve onları bağcılıktan sarf-ı nazar ettirecek bir hale sokmuştu. Esasen dönüm başına 80 lira sarf etmek suretiyle meydana gelen bu eski usul bağcılık, su meselesi yüzünden de çok güç bir meslektir. Bilhassa suyun azaldığı zamanlarda, su işinden dolayı Tosya’da birçok kanlı hadiseler vukua gelmektedir.

Bütün bunları nazarı itibara alan vilayet ziraat müdürlüğü, Tosya bağlarının sulanmaksızın yetiştirilebilen fenni bir şekle ifrağı için Tosya bağcıları nezdinde icap eden teşebbüs ve telkinde bulunmuş ve hatta mesele münakaşalı bir konferans halinde bağcılara izah edilmiştir. Bu izahat üzerine Tosya bağcıları bu yeni tarz ile yakından alakadar olmuşlar ve dikme mevsimi olması dolayısıyla birkaç kişi bu iş üzerinde tecrübe yapmışlardır.

İşin ehemmiyetini kavramış olan Tosya bağcılarının bir kısmı, sulamaksızın yetiştirilen bağların birçok maddi faydalarını görünce hemen bağlarını sökerek yerlerine yeni tarzda bağ dikmişlerdir.

Diğer taraftan yaz ortasında bu bağların tutarak güzelce sürmekte olduklarını gören müteşebbisler memnuniyetlerini gizleyememişlerdir. Bunu gören diğer bağcılar da önümüzdeki ilkbaharda bağlarını sökmeği kararlaştırmışlardır ki bu bağcıların adedi 300-500’den fazla olacağı da tahmin edilmektedir.

Bu suretle Tosya bağcılığı birkaç sene içinde, bu yeni tarz dolayısıyla bu muhitte layık olduğu mevkiini alacak, bu yüzden Tosya bağları hem fazla mahsul almak, hem de tam mevsiminde mahsulün tekemmül etmesi dolayısıyla büyük bir kazanç vasıtası olacaktır.

Tosya bağlarının alacağı bu vaziyetin kıymeti ve ehemmiyeti hakkında bir fikir verebilmek için Tosya bağlarından senede bir milyon kile üzüm istihsal edildiğini söylemek kâfidir, zannederim.

Diyebilirim ki, Tosya üzüm nev’inin fazlalığı itibarıyla adeta bir rekor kıracak vaziyettedir.

Tosya’daki üzüm cinsleri şunlardır:

[K]ahta, kara üzüm, kara ve beyaz kadın parmağı, çavuş, ter kabuk, sarı gevrek, misket, paşa, tilkikuyruğu, mercan üzümü, arnat, şam, isli, alaca, keçimemesidir.

Salbaşoğlu

3 Eylül 1933 - Akşam


2 Ekim 2023 Pazartesi

Tosya Pirincine İtalya'da Birincilik, Tosya'da Elektrik ve Ortamektep İhtiyacı

 


Bundan Sonra da Bir Mezbaha Yaptırılacak, Bir de Ortamektep Yapılırsa Bütün İhtiyaçları Karşılanmış Olacak

Tosya (Özel) – Tosya 10.100 nüfuslu bir kaza merkezidir. Kasabada 2600 bina vardır. Tosya bol ve her çeşit meyva yetiştiren bahçeleri ile şöhret bulmuştur.

Tosya’da her yıl beş bin kiloya yakın pirinç istihsal edilmektedir. Bilhassa İtalya piyasası Tosya pirinçlerini çok tutmaktadır. Tosya beynelmilel İtalya sergisinde birinciliği almıştır. Kasabada Sümerbank tarafından işletilen bir çeltik fabrikası vardır.

Tosya kazası dâhilinde iki binden fazla dokuma tezgâhı işlemektedir. Her tezgâh her gün bir top bez dokuduğuna göre Tosya tezgâhlarının günlük istihsali iki bini bulmaktadır.

Belediye kasabanın gelişmesi için çalışmaktadır. Yeni yangın havuzları yaptırmış, itfaiye teşkilatını ikmal etmiştir. Şimdi de elektrik tesisatı yapılacaktır. Bunun için 40 bin lira sarfı kararlaştırılmıştır. Elektrik tesisatından sonra da bir mezbaha yaptırılacaktır.

Şimdi Çankırı-Kastamonu postası Tosya’ya uğrayarak geçmektedir. Bunun için hem yolcular kolaylık görmekte, hem de Tosya postası teahhürsüz gelmektedir.

Tosya’da iki tane tam devreli biri 3 sınıflı 3 ilk mektep vardır. Fakat bu mektepler ihtiyaca kâfi gelmemektedir.

Tosya’nın bir orta okula ihtiyacı vardır ve bütün Tosyalılar bir orta mektep açılmasını temenni etmektedir.

5 Nisan 1936 – Son Posta Gazetesi


29 Eylül 2023 Cuma

Tosya'da Yeni Hastane Açılışı (1939)

 

Tosya’daki Yeni Hastane

Tosya 16 (Hususi) – Kastamonu’ya geldiği günden beri vilayet dâhilindeki imar işlerine büyük bir hız vermiş olan valimiz Avni Doğan ile fedakâr Tosyalıların himmeti ile vücuda getirilmiş olan hastane binası vali ile mebuslardan Suphi Dicle, Mehmet Rıza, Muharrem Celal Bayar ve vilayet encümen azalarının huzuru ile yapılmıştır. Vali küşat resminde bir nutuk söylemiştir.

18 Aralık 1939 – Vakit Gazetesi


28 Eylül 2023 Perşembe

Tosya'da İnkışaf ve Terakki (7 Eylül 1929)

 


TOSYA’DA İNKİŞAF VE TERAKKİ :

Harf İnkılabı Köyleri Kâmilen Cehaletten Kurtarmıştır.

Tosya 24 (U. Mu) – Kastamonu’nun 75 kilometre Cenubi Şarkisindeki Tosya’yı ikinci defa ziyaret ediyorum. Köy Kanununun azami muvaffakiyetle tatbik olunduğu bu kazanın çalışkan kaymakamı “Baha” Bey’i bu sene de köylülerinin başında buldum. Tosya kazasının ve Tosya köylerinin faaliyet rehberi olan Baha Bey, kazanın bütün köylerinin iyi yollarla ve daima görüşülebilen telefonlarla birbirine ve samimi mesaisi ile de bütün köylülerin kalplerini kendine bağlamış Baha Bey, her köylü kardeşinin hatırını, sıhhatini sorarak köylüsü ile fert fert meşgul olur.

Büyüklerinin istedikleri gibi Cumhuriyet gayelerini, Cumhuriyet imanı ile akidelerini köylüye neşreden köylüsünü her vesile ile her gün irşat eden bu çalışkan idare memuru takdire şayandır.

***

Tosya’da köyleri süratle ve rahatla otomobil içinde gezdim. Köylerde muntazam masalarda çatal, bıçak ve her türlü konfor içinde yemek yimek, köylerin kütüphanelerinde istenilen kitapları bulmak kabuldür. Köylerde okumuş, münevver köy kızları gördüm.

Ciye köyünde 13 yaşında gözlerinden zekâ fışkıran bir köylü kızı (Fatma) sorduğum suallere cevap olarak bana aynen şu sözleri söyledi.

-          Yazdığım bu yazıları, okuduğum bu kitapları hep Ulu Gazimizin sayesinde öğrendim. Biz köyler zengin [değiliz ama] rahat yaşarız. Köyde benim gibi erkek, kız çok kardeşlerim var.

Fatma vatanını, müncisini ve varlığını bilecek kadar yükselmiştir. Güzel bir yazı ile söylediklerini yazıyordu. Her köyde duyduğum yeni harfleri öğrendiklerinden, bu sayede cehaletten kurtulduklarından dolayı sürur ve şükran idi.

Tosya’da şimdi bir Köylü Bankası yapılıyor. Tosya’nın bu ihtiyacı temin edilir yollar ile, mektepler ile, gazeteler ile tam medeni bir mevcudiyet oluyor. Tosya’nın şimdi biricik şikâyeti postalarının hala Kastamonu’dan hayvanlarla nakledilmesidir.

Başmüdür Hüseyin Avni Bey bu çalışkan kazaya mutlak bu sene postayı otomobil ile naklettireceğini vadetti.

***

Tosya’dan Kastamonu’ya avdet ederken, zengin ormanlardan geçiyorum. Bu yükü servetlerimizden azami istifadeye de muvaffak olmayı temin ettim.

A. Fuat

7 Eylül 1929 – Cumhuriyet Gazetesi


27 Eylül 2023 Çarşamba

Tosyalı Küçük Hasan'ın Okuma Mücadelesi

Tosyalı Küçük Hasan

Çıktığı toprak Tosya… Bastığı toprak İstanbul… Arada kilometrolar. Gecenin karanlığında, güneşin kızgınlığında çıplak ayaklarla kilometroları aşıyor. Tren yolcusu değildir. Bazan merhametli bir şef dö trenin bir zaman misafiridir. Tren basamaklarından aşağı indiği dakikadan sonra, ayaklarını kanatan taşların, yırtık mintanından ciğerlerini donduran rüzgarların, küçücük kalbine korku veren karanlıkların misafiri, gecelerin yolcusudur.

***

Bilmece söylemiyorum. Gece karanlığında trenin ambarına saklanan, günün aydınlığında yalınayak taşları aşındıran korkular ve kaygılar içinde Tosya’dan İstanbul’a varan, Tosyalı Küçük Hasan’dır.

***

Aç, çıplak, parasız sokaklarda gezen serserileri, nebatatı bozan haşeratı toplar gibi polis topraklar… Hasan da bunların arasındadır. Hasan’ın bu serserilerden başka bir dileği var… Bu dileğin söyleneceği murad taşı, Belediye mektupçuluğu imiş…

***

Mektupçu soruyor:

-          Oğlum, sen nerelisin?

-          Tosyalıyım. Okumaya geldim. Mekteplere başvurdum. Almadılar. Anam, babam yok. Köyde üçüncü sınıfa kadar okudum. Bazan yaya, bazan trenle buraya kadar okumağa geldim.

-          Peki, amma, çocuğum, mekteblerde yer yokmuş. Seni memleketine gönderelim.

Hasan’ın içinde, Kutba varan arayıcının, varma ve yükselme hırsı, iman haline gelmiş bir aşkı var. İçinde kapatılan bu imanı, gözlerinden, anahtarı bozulmuş bir musluktan taşan taşkın bir su gibi göz yaşlarını akıtıyor.

-          Beni memleketime göndermeyin. Bana mekteb bulun… Okutun… Yahud da öldürün. Ben okuyacağım. Bir tarafa gitmem.

Mektubcu da kaygulanmış.

-          Seni bir defa da Maarif Müdürlüğüne gönderelim. Bakalım Daruşşafakada falan yer bulabilirler mi?

***

Hikâye söylemiyorum. Polisin peşinde kapı kapı dolaşan, okuma fırsatı arıyan çocuğun Tosya’dan İstanbul’a geldiğini gazetelerden öğrendim. Hasan, mekteb buldu mu bilmiyorum. Yalnız, Hasan mekteb bulursa iyi okuyacağını biliyorum. Çünkü Hasan’ı yalınayak başı kabak, kilometrolarla koşturan hırs; bir yükselme aşkı, bir tırmanma imanıdır. Amundsen’i Kutba, Pikard’ı Stratosfer’e çıkaran da bu imandır. Kaloriferli apartmanlarda, hayatın her fırsatı, her imkanı önünde olan çocuk, okumuyorsa mesulü bu kaloriferli apartmandır.

SABİHA ZEKERİYYA (SERTEL)

CUMHURİYET – 10 Ağustos 1935






25 Eylül 2023 Pazartesi

Osmanlı Döneminde Tosyalı Devlet Memurları : 11- Abdurrahman Hulusi Efendi

 

11-                 Abdurrahman Hulusi Efendi, Bayraktar-zade demekle mütearif Ömer Efendi’nin mahdumudur.

Bin iki yüz elli sene-i hicriyesinde [1835] (sene-i maliye 1250) Kastamonu vilayetinin Tosya kasabasında tevellüt eylediği nüfus tezkire-i osmaniyesi suret-i musaddakasında muharrerdir.

Muallim-i mahsustan mukaddemat-ı ulum-ı diniye ile sarf ve nahv-ı Arabi ve Farisi tahsil eylemiştir. Arabi ve Farisiye aşinadır. Türkçe kitabet eder.

Bin iki yüz yetmiş bir senesi şehr-i Ramazan-ı şerifinin dokuzunda Bursa müderrisliğine nail olup yetmiş üç senesi şehr-i Receb-i şerifi gurresinden yetmiş dört senesi Cemaziyel ahiresi nihayetine kadar Rumili Kazaskerliği tezkireciliği memuriyetinde bulunarak seksen üç senesi şehr-i Recebi’l-ferdinin yirmi üçünde rütbesi musıla-i Süleymaniye derecesine terfi ve seksen dört senesi şehr-i Ramazan-ı şerifinin gurresinde (15 Kanun-ı Evvel sene 83) bin sekiz yüz yetmiş iki kuruş maaşla uhdesine Sivas Mevleviyeti tevcih ve Zilkadaesinin on dokuzunda (1 Mart sene 84) bin beş yüz altmış kuruş tenzil ile seksen beş senesi şehr-i Şaban-ı şerifinin on sekizinde (3 Kanun-ı Evvel sene 84) mevleviyet-i mezkureden infisal ederek seksen yedi senesi şehr-i Receb-i şerifinin on beşinde muhreç payesi tevcih buyrularak seksen sekiz senesi Zilkadesi gurresinden (3 Kanun-ı Evvel sene 87) doksan senesi Cemaziyelahiresinin yirmi birine kadar (1 Temmuz sene 89) iki bin yüz altmış kuruş maaşla Kartal Kazası niyabetinde ve Zilkadesinin on beşinden (23 Mart sene 90) doksan bir senesi Zilhiccesinin ikisine kadar (26 Kanun-ı Evvel sene 91) dört bin yedi yüz elli kuruş maaşla Ankara vilayeti Divan-ı Temyiz Riyaseti’nde ve doksan iki senesi şehr-i Şaban-ı şerifinin on beşinden (2 Eylül sene 91) doksan dört senesi şehr-i Receb-i şerifinin gurresine kadar (30 Haziran sene 93) beş bin dört yüz on kuruş maaşla Tırnova ve doksan beş senesi şehr-i Receb-i şerifinin on beşinden (3 Temmuz sene 94) doksan altı senesi Cemaziyelevvelinin gurresine kadar (15 Nisan sene 95) dört bin beş yüz on kuruş maaşla İzmir ve doksan yedi senesi şehr-i Muharremu’l-haramının yirmisinden (21 Kanun-ı Sani sene 95) doksan sekiz senesi şehr-i Receb-i şerifinin beşine kadar (21 Mayıs sene 97) bin beş yüz kuruş maaşla Çekmece-i Sagir ve tarih-i mezkurdan Zilkadesinin dördüne kadar (15 Eylül sene 97) üç yüz bin beş yüz kuruş maaşla Çatalca ve tarih-i mezkurdan doksan dokuz senesi şehr-i Receb-i şerifinin yirmisine kadar (26 Mayıs sene 98) yine bin beş yüz kuruş maaşla Çekmece-i Sagir ve bin üç yüz senesi şehr-i Muharremü’l-haramının gurresinden (31 Teşrin-i Evvel sene 98) üç yüz iki senesi şehr-i Ramazan-ı şerifinin on beşine kadar (16 Haziran sene 301) muharreru’l-miktar maaşla yine kaza-i mezkur ve bin üç yüz üç senesi şehr-i Şabani’l-muazzamı gurresinden (21 Haziran sene 302) bin üç yüz beş senesi şehr-i Şabani’l-muazzamı gurresine değin (30 Mayıs sene 304) bin beş yüz kuruş maaşla Beykoz ve şehr-i Ramazan-ı şerifinin gurresinden (30 Nisan sene 304) bin üç yüz yedi senesi şehr-i Ramazan-ı şerifi gurresine değin (9 Nisan sene 306) üç yüz bin beş yüz kuruş maaşla Tekfurdağı niyabet-i şeriyelerinde bulunmuş ve üç yüz sekiz senesi şehr-i Ramazan-ı şerifinin dördünden itibaren (1 Nisan sene 307) şehri iki yüz elli kuruş tarik maaşı tahsis ve Zilkadesi gurresinde (23 Mayıs sene 307) bin beş yüz kuruş maaşla yine Çekmece-i Sagir Niyabet-i Şeriyesine tayin buyrulmuş ve doksan yedi senesi Şevvali gurresinden itibaren bir sene müddetle dört bin seksen beş k uruş maaşla bilad-ı hamseden Edirne mevleviyetini zabt eylemiştir.

Bulunduğu niyabetlerde müddet-i istihdamıyla kemiyet-i maaşını ve Kartal ve İzmit niyabetlerinden hasebi’l-icap azil ve üçüncü defaya Çekmece-i Sagir niyabetinde üç mah kadar bulunduğunu mutazammın tercüme-i hal varakası zahrına meclis-i intihab-ı hükkam-ı şer‘den muharrer derkenar ve Ankara vilayeti divan-ı temyiz riyasetinde müddet-i istihdamıyla kemiyet-i maaşını havi makam-ı fehamet-i ittisam-ı cenab-ı sadaret-penahi ile Maliye Nezaretinin makam-ı mualla-yı meşihat-penahiye meb‘ûs 17 Cemaziyelevvel sene 1310 ve 23 Rebiulahir sene 1310 tarihli tezkire-i cevabiyeleri ile Teşrifati-i Divan-ı Hümayunun müzekkiresi ve tarik ve Sivas ve Edirne mevleviyetleri maaşlarının maaşlarının kemiyatıyla muhreç payesinin tarih-i tevcihini mübeyyin muhasebe-i ilmiyenin 7 Kanun-ı Sani sene 308 tarihli derkenarıyla Bab-ı Fetva Sicill-i Ahval Şubesinin 15 Zilkade sene 310 tarihli müzekkiresi ve (…) ilmiyesinni tevcihi tarihlerini müşir meşihat-ı ülya mektupçuluğunun derkenarı ve nüfus tezkire-i Osmaniyesinin suret-i musaddakası asıl tercüme-i hal varakasıyla hıfz edilmiştir.

Fi 16 Rebiulahir sene 1313 ve fi 23 Eylül sene 1311 (8 Ekim 1895)


Delidevrez Çayı Mutlaka Islah Edilmelidir.

“Tosya”nın bir ihtiyacı “Delidevrez” Çayı Mutlaka Islah Edilmelidir. Tosya (Hususi) – Tosya’nın en hayati, fakat çok müşkül; en kazançlı...