27 Eylül 2023 Çarşamba

Tosyalı Küçük Hasan'ın Okuma Mücadelesi

Tosyalı Küçük Hasan

Çıktığı toprak Tosya… Bastığı toprak İstanbul… Arada kilometrolar. Gecenin karanlığında, güneşin kızgınlığında çıplak ayaklarla kilometroları aşıyor. Tren yolcusu değildir. Bazan merhametli bir şef dö trenin bir zaman misafiridir. Tren basamaklarından aşağı indiği dakikadan sonra, ayaklarını kanatan taşların, yırtık mintanından ciğerlerini donduran rüzgarların, küçücük kalbine korku veren karanlıkların misafiri, gecelerin yolcusudur.

***

Bilmece söylemiyorum. Gece karanlığında trenin ambarına saklanan, günün aydınlığında yalınayak taşları aşındıran korkular ve kaygılar içinde Tosya’dan İstanbul’a varan, Tosyalı Küçük Hasan’dır.

***

Aç, çıplak, parasız sokaklarda gezen serserileri, nebatatı bozan haşeratı toplar gibi polis topraklar… Hasan da bunların arasındadır. Hasan’ın bu serserilerden başka bir dileği var… Bu dileğin söyleneceği murad taşı, Belediye mektupçuluğu imiş…

***

Mektupçu soruyor:

-          Oğlum, sen nerelisin?

-          Tosyalıyım. Okumaya geldim. Mekteplere başvurdum. Almadılar. Anam, babam yok. Köyde üçüncü sınıfa kadar okudum. Bazan yaya, bazan trenle buraya kadar okumağa geldim.

-          Peki, amma, çocuğum, mekteblerde yer yokmuş. Seni memleketine gönderelim.

Hasan’ın içinde, Kutba varan arayıcının, varma ve yükselme hırsı, iman haline gelmiş bir aşkı var. İçinde kapatılan bu imanı, gözlerinden, anahtarı bozulmuş bir musluktan taşan taşkın bir su gibi göz yaşlarını akıtıyor.

-          Beni memleketime göndermeyin. Bana mekteb bulun… Okutun… Yahud da öldürün. Ben okuyacağım. Bir tarafa gitmem.

Mektubcu da kaygulanmış.

-          Seni bir defa da Maarif Müdürlüğüne gönderelim. Bakalım Daruşşafakada falan yer bulabilirler mi?

***

Hikâye söylemiyorum. Polisin peşinde kapı kapı dolaşan, okuma fırsatı arıyan çocuğun Tosya’dan İstanbul’a geldiğini gazetelerden öğrendim. Hasan, mekteb buldu mu bilmiyorum. Yalnız, Hasan mekteb bulursa iyi okuyacağını biliyorum. Çünkü Hasan’ı yalınayak başı kabak, kilometrolarla koşturan hırs; bir yükselme aşkı, bir tırmanma imanıdır. Amundsen’i Kutba, Pikard’ı Stratosfer’e çıkaran da bu imandır. Kaloriferli apartmanlarda, hayatın her fırsatı, her imkanı önünde olan çocuk, okumuyorsa mesulü bu kaloriferli apartmandır.

SABİHA ZEKERİYYA (SERTEL)

CUMHURİYET – 10 Ağustos 1935






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Delidevrez Çayı Mutlaka Islah Edilmelidir.

“Tosya”nın bir ihtiyacı “Delidevrez” Çayı Mutlaka Islah Edilmelidir. Tosya (Hususi) – Tosya’nın en hayati, fakat çok müşkül; en kazançlı...